• KAZANMANIN YÖNTEMİ
    "PARAYÖNTEM" DE
    Tamamen Ücretsiz ParaYöntem’e
    Siz de Katılın!
  • PARANIZA YÖN VERİYORUZ
    • Deneyimli kadromuzun yatırım analizlerini paylaşıyoruz.
    • Denetime tabi kurumların yayınlarını inceliyoruz.
    • Sizin adınıza tüm piyasaları takip ediyoruz.
    • Sorularınızı yanıtlıyoruz.
    • Eğitim veriyoruz.

ParaYöntem’e Katılmak Için Davetiyenizi Oluşurun

Davetiyemi Oluştur butonuna tıklayarak ParaYöntem'den elektronik ileti almayı, Kullanım Koşulları'nı, Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin İzin Formu ve Gizlilik Politikası'nı kabul ediyorum.
En İyi Analizler
En Başarılı Sinyal
En Çok Kazandıran Tüyolar
En İyi Analizler
En Başarılı Sinyal
En Çok Kazandıran Tüyolar

Online Yatırımcı Quizi

Quizlerimizi çözerek bilgilerinizi test edebilir ve eksik olduğunuz konularda deneyimli ekibimizden bilgi alabilirsiniz.

Haberler

  • Bitcoin, Trump Döneminden Bu Yana İlk Kez Rekor Seviyeye Ulaştı

    Dünyanın en popüler kripto para birimi Bitcoin, Başkan Donald Trump’ın göreve başladığı dönemden bu yana görülmemiş fiyat seviyelerine ulaşarak yeni bir tüm zamanların en yüksek rekorunu kırdı.

    Perşembe günü Asya seansında Bitcoin, saat 05:23’te 111.000 dolar (yaklaşık 98.000 euro) seviyesini aşarak, Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreni sırasında kaydedilen 109.000 dolarlık (yaklaşık 96.000 euro) önceki rekorunu geride bıraktı.

    Bu yükseliş, yalnızca yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda artan kurumsal ilgiden de destek aldı. Michael Saylor’ın şirketi Strategy, pazartesi günü 765 milyon dolar (675 milyon euro) değerinde agresif bir Bitcoin alımı gerçekleştirdiğini duyurdu. Şirketin toplam Bitcoin varlıkları böylece 63 milyar doları (56 milyar euro) aştı. JPMorgan Chase, Morgan Stanley ve BlackRock gibi büyük finans kuruluşları da müşterilerine yönelik kripto para hizmetlerini genişletiyor.

    eToro Avustralya piyasa analisti Josh Gilbert, “En önemli değişiklik, artık kimlerin satın aldığı. Bu, kurumsal katılımın merkezde olduğu ilk gerçek boğa piyasası,” dedi.

    Stablecoin Düzenlemesi Senato’dan Geçti

    Stablecoin’ler, değerlerini ABD doları, euro veya altın gibi varlıklara sabitleyerek istikrar sağlamayı amaçlayan kripto paralardır.

    Pazartesi günü, Demokrat senatörlerin bir grubu, stablecoin yasa tasarısına yönelik muhalefetlerini geri çekerek önemli bir oylamanın önünü açtı. Tasarının bu hafta içinde Senato’dan geçmesi bekleniyor. Yasa, stablecoin sahiplerini korumaya yönelik hükümler ve bu varlıkların yasa dışı finansman amacıyla kötüye kullanılmasını önlemeye dair düzenlemeler içeriyor.

    Daha önce, Trump ve ailesinin kripto para alanındaki doğrudan ilişkileri nedeniyle çıkar çatışması endişeleri yasa sürecini tıkamıştı. Trump, ocak ayında kendi meme coin’ini piyasaya sürmüş; mart ayında ise ailesi, ABD doları mevduatlarına sabitlenmiş ve kısa vadeli ABD tahvilleriyle desteklenen USD1 adlı yeni bir stablecoin’in tanıtımını desteklemişti.

    Beyaz Saray’ın kripto danışmanı ve Trump’ın yapay zekâdan sorumlu kıdemli danışmanı David Sacks, CNBC’ye verdiği röportajda, yasanın geçmesiyle ABD tahvillerine olan talebin hızla artabileceğini belirtti: “Bu alana yasal netlik ve çerçeve getirirsek, ABD tahvillerine bir gecede trilyonlarca dolarlık talep yaratabiliriz.”

    Bitcoin, Geleneksel Riskli Varlıkları Geride Bıraktı

    Bitcoin, bu yıl yaklaşık %20’lik artışla en iyi performans gösteren riskli varlıklardan biri oldu. Buna karşılık, S&P 500 endeksi %0,48 düşerken, Nasdaq %2,7 yükseldi. Geleneksel güvenli liman varlıklarından altın ise aynı dönemde %21 değer kazandı.

    Öte yandan, Çarşamba günü düzenlenen 20 yıllık ABD tahvil ihalesinde zayıf talep gözlendi ve bu durum tahvil getirilerini keskin şekilde artırdı. Getirilerle fiyatlar ters yönde hareket ettiğinden, bu durum Washington’un artan borç yüküne yönelik yatırımcı kaygılarını yansıttı. Bu gelişmeler, Trump’ın önerdiği yeni vergi yasa tasarısı ve geçtiğimiz cuma günü Moody’s tarafından ABD’nin kredi notu görünümünün düşürülmesiyle birleşerek piyasalarda satış baskısını artırdı. Çarşamba günü hisse senetleri, dolar ve tahviller değer kaybetti.

    Buna rağmen, Bitcoin hâlâ yüksek oynaklığa sahip ve temel ekonomik dayanakları sınırlı bir varlık olarak görülüyor. Bu yönüyle, kurumsal kazançlarla desteklenen hisse senetlerinden ayrışıyor.

    Kaynak: Euronews

  • Japonya’nın ihracat büyümesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı tarifeler nedeniyle üst üste ikinci ayda yavaşladı. Japonya’nın ikinci büyük ticaret ortağı olan ABD’ye ihracatı, geçen yılın Aralık ayından bu yana ilk kez %1,8 azaldı. Mart ayında ise bu oran %3,1 artmıştı. Resmi verilere göre, Japonya’nın ABD ile ticaret fazlası Nisan’da 780,6 milyar yen (5,4 milyar dolar) seviyesine geriledi.

    Genel ihracat artışı %2 ile beklentilere uygun gerçekleşti, ancak bu oran Ekim 2023’ten bu yana en düşük seviye oldu. İthalat ise yıllık %2,2 azalarak beklentilerdeki %4,5’lik düşüşten daha iyi performans gösterdi. Japonya’nın ABD’ye yaptığı ulaşım ekipmanı ihracatı, özellikle otomotiv sektörü, %4,1 değer kaybetti. Otomobiller, Japonya’nın ABD’ye ihracatının %28,3’ünü oluşturuyor.

    Japon malları, ABD’nin uyguladığı %25’lik otomobil, çelik ve alüminyum tarifeleri ile %10’luk genel tarifelere tabi. Ayrıca, karşılıklı %24’lük tarifeler geçici olarak askıya alınmış durumda. Trump, Nisan başında 180’den fazla ülkeye “karşılıklı” tarifeler getirmiş, ancak piyasa dalgalanmaları nedeniyle bir hafta içinde bunları 90 günlüğüne askıya almıştı.

    Capital Economics’ten Abhijit Surya, bu durumun ikinci çeyrekte Japonya’nın GSYH büyümesini olumsuz etkileyeceğini ve Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımlarını Ekim ayına erteleyebileceğini belirtti. Japonya’nın ilk çeyrek reel GSYH’si %0,7 daraldı; özel tüketim durgun seyrederken ihracat büyümesi yavaşladı.

    Moody’s Analytics’ten Stefan Angrick, Japon üreticilerin zor günler geçireceğini ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin ekonomik büyümeyi zayıflatacağını ifade etti. Japonya’nın ABD ile yürüttüğü ticaret görüşmeleri tıkanmış durumda. Japon müzakereci Ryosei Akazawa, ABD’den tarifelerin kaldırılmasını talep etti ancak ülkesinin çıkarlarının riske girmesi halinde anlaşmaya acele etmeyeceklerini vurguladı.

    Kaynak: cnbc

  • Avustralya Merkez Bankası (RBA), Salı günü küresel ekonomik görünümün kötüleşmesi ve iç piyasada enflasyonun yavaşlaması nedeniyle politika faizini 25 baz puan düşürerek %3,85’e indirdi. Bu, son iki yılın en düşük faiz seviyesi oldu. Ancak banka, faiz indirimlerinde temkinli bir yaklaşım benimseyeceğini vurguladı. Kararın ardından Avustralya doları %0,4 değer kaybederek 0,6430 seviyesine gerilerken, üç yıllık tahvil vadeli işlemleri hafif yükseldi. Piyasa beklentileri, yıl sonuna kadar toplam 57 baz puanlık bir gevşeme öngörüyor.

    RBA toplantısında, enflasyondaki yukarı yönlü risklerin azaldığı ve uluslararası gelişmelerin ülke ekonomisini zorlayabileceği belirtildi. Yılın ilk çeyreğinde tüketici enflasyonu %2,4, çekirdek enflasyon ise %2,9 olarak gerçekleşti. Bu oranlar, RBA’nın %2-3 hedef aralığına dönüş anlamına geliyor.

    Oxford Economics’in Avustralya Makroekonomi Başkanı Sean Langcake, faiz oranının hâlâ “biraz kısıtlayıcı” olduğunu ifade ederek, yılın ikinci yarısında iki ek faiz indirimi beklediğini belirtti.

    ABD-Çin ticaret gerilimleri ve Trump’ın uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri, küresel piyasaları etkilerken, Çin’e kaynak ihraç eden Avustralya gibi ülkeler için büyüme riskleri oluşturuyor. İç piyasada tüketici harcamaları zayıf bir toparlanma gösterirken, işsizlik oranı %4,1 ile düşük seviyelerde seyrediyor. Ücret artışları ise ağırlıklı olarak kamu sektörü maaş zamlarından kaynaklanıyor ve fiyat-ücret sarmalı riski taşımıyor.

    RBA’nın son Para Politikası Bildirimi’nde, ticaret gerilimlerinin Avustralya ekonomisinde büyümeyi yavaşlatacağı ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı yaratacağı ifade edildi. Banka, piyasa beklentilerine paralel faiz indirimlerinin bu etkileri tam olarak dengeleyemeyebileceği uyarısında bulundu.

    Kaynak: Reuters

  • Çin’in perakende satış büyümesi Nisan ayında yavaşladı. Ulusal İstatistik Bürosu’nun Pazartesi günü açıkladığı verilere göre, tüketim, dünyanın ikinci büyük ekonomisinde hâlâ bir risk unsuru olmaya devam ediyor. Perakende satışlar, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %5,1 artarak analist beklentisi olan %5,5’in altında kaldı. Buna karşın sanayi üretimi yıllık %6,1 artış gösterdi; bu oran, beklentileri aşsa da Mart ayındaki %7,7’lik büyümeye kıyasla bir yavaşlamaya işaret ediyor. Veriler, ABD tarifelerinin beklenenden daha az olumsuz etki yarattığını gösteriyor.

    İstatistik Bürosu, dış ortamda belirsizliklerin devam ettiğini ve ekonomik toparlanmanın güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Sabit varlık yatırımları, yılın ilk dört ayında %4 artarak beklentilerin biraz altında kaldı. Kentsel işsizlik oranı ise %5,1’e geriledi. ABD ile ticaret savaşına ilişkin endişelere rağmen, Nisan ayında Çin’in ihracatı beklentileri aştı. Güneydoğu Asya ülkelerine artan sevkiyatlar, ABD’ye ihracattaki %21’den fazla düşüşü dengeledi.

    Ticarette karşılıklı tarifelerin azaltılması her iki taraf için de faydalı olabilir, ancak Çin’de iç talep hâlâ zayıf seyrediyor. Nisan ayında otomobil satışları yalnızca %0,7 artarken, gayrimenkul sektörü %10,3 küçülerek baskı altında kalmaya devam etti. CSI 300 endeksi ise %0,39 değer kaybetti.

    ABD ve Çin arasındaki geçici ticaret ateşkesi sonrası, birçok yatırım bankası Çin ekonomisi için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Ancak fabrika faaliyetleri son 16 ayın en düşük seviyesine geriledi ve ihracat siparişleri azaldı. Toptan ve tüketici fiyatları düşüşte; deflasyon baskıları sürüyor.

    Goldman Sachs’a göre, önümüzdeki aylarda ABD’ye yapılan erken sevkiyatlar ihracatı destekleyebilir. Çin hükümeti, büyümeyi ve istihdamı teşvik etmek için çeşitli önlemler almaya devam ediyor. Çin Merkez Bankası, politika faizini düşürerek ekonomik toparlanmayı destekliyor. Önümüzdeki günlerde Mayıs ayı kredi faiz oranlarının açıklanması bekleniyor.

    Kaynak: cnbc

  • Cuma günü açıklanan Mart çeyreğine ait verilere göre, Japonya ekonomisi bir yıl aradan sonra ilk kez daraldı ve bu daralma tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Bu durum, toparlanmanın ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyarken, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikalarının ekonomi üzerindeki tehditlerini de gözler önüne serdi.

    Veriler, ihracata dayalı Japon ekonomisi için politika yapıcıların karşılaştığı zorluklara işaret ediyor. Özellikle otomotiv sektörü gibi kilit alanlar, ABD’nin yüksek gümrük vergileri nedeniyle baskı altında. Gerçek gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH), Ocak-Mart döneminde yıllık bazda %0,7 oranında daraldı. Bu oran, %0,2 düşüş bekleyen piyasa tahminlerinin oldukça üzerinde.

    Ekonomideki bu küçülme, durgun seyreden özel tüketim harcamaları ve düşen ihracatlardan kaynaklandı. Bu da, Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı kapsamlı “karşılıklı” tarifeler öncesinde bile Japon ekonomisinin dış talep desteğini kaybetmeye başladığını gösteriyor.

    Bununla birlikte verilerde olumlu bazı gelişmelere de dikkat çekildi. Örneğin, geçen yılın son çeyreğine ait büyüme verisi %2,2’den %2,4’e yukarı yönlü revize edildi. Ayrıca sermaye harcamaları, beklentilerin üzerinde %1,4 artarak yurtiçi talebin büyümeye 0,7 puan katkı yapmasını sağladı.

    Ancak genel olarak ekonomistler, zayıflayan iç talep ivmesi ve Trump liderliğindeki küresel ticaret düzeninde yaşanacak değişimlerin yaratabileceği riskler konusunda temkinli. Dai-ichi Life Araştırma Enstitüsü’nden kıdemli baş ekonomist Yoshiki Shinke, "İhracat ve tüketimin zayıf olduğu bir ortamda Japon ekonomisi büyümeyi destekleyecek itici güçten yoksun. Trump’ın tarifeleri gibi şoklara oldukça açık." yorumunu yaptı. Ayrıca bu verilerin, hükümetin daha fazla mali teşvik harcaması yönünde baskıları artırabileceğini belirtti. İkinci çeyrekte tarifelerin etkisi artarsa, ekonomi yeniden küçülebilir.

    Çeyrek bazda ise ekonomi %0,2 küçüldü. Bu oran da piyasa beklentisi olan %0,1 daralmanın üzerinde.

    Tarife Tehlikesi

    Japonya Ekonomik Canlanma Bakanı Ryosei Akazawa, şirketlerin sağladığı yüksek maaş artışlarının ekonomide ılımlı bir toparlanmayı destekleyeceğini söylese de, ABD'nin tarife politikalarının oluşturduğu risklere karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Akazawa, "Süregelen fiyat artışlarının tüketim ve hane halkı güvenini olumsuz etkilemesi, büyüme açısından bir diğer risk" dedi.

    Ekonominin yarısından fazlasını oluşturan özel tüketim, ilk çeyrekte durağan seyretti; oysa piyasa %0,1’lik bir artış bekliyordu. Firmaların artan maliyetleri fiyatlara ne ölçüde yansıttığını gösteren GSYİH deflatörü ise geçen yılın aynı dönemine göre %3,3 yükseldi ve bu üst üste ikinci çeyrek artışı oldu.

    Ancak dış talep, ihracatın %0,6 düşmesi ve ithalatın %2,9 artmasıyla GSYİH’dan 0,8 puan götürdü. Üstelik bu tablo, Trump tarifelerinin tam etkisi ortaya çıkmadan önceki durumu yansıtıyor.

    Trump, Kanada, Meksika ve Çin hariç tüm ülkelere %10 oranında genel tarifeler uyguladı. Japonya da dâhil olmak üzere birçok büyük ticaret ortağı içinse Temmuz ayından itibaren geçerli olacak şekilde %24 oranında daha yüksek tarifeler getirdi. Ayrıca, otomobil, çelik ve alüminyum gibi sektörlere %25 ek vergi uygulanması Japon ekonomisi için ciddi bir darbe anlamına geliyor.

    Bu durum Japon otomobil üreticilerini şimdiden etkilemeye başladı. Toyota, bu mali yıl için kârının %20 oranında düşmesini beklediğini açıkladı. Mazda ise Mart 2026’ya kadar olan dönem için, ABD'nin ticaret politikalarındaki belirsizlik nedeniyle kâr tahmini paylaşmadı.

    Moody’s Analytics Japonya ve Yeni Pazarlar Ekonomisi Başkanı Stefan Angrick, “Yılın başındaki bu daralma, Japon ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorlukları net biçimde gösteriyor. Tarifelerden kaynaklı sıkıntılar ve iç talepteki zayıflık, önümüzdeki çeyreklerde büyümeyi baskılayacaktır.” dedi.

    Bu karamsar GSYİH verisi, Başbakan Shigeru Ishiba üzerindeki vergi indirimi veya yeni bir teşvik paketi talebini artırabilir. Ancak Bakan Akazawa, şu anda böyle bir plan olmadığını belirtti.

    ABD'nin başlattığı ticaret savaşı, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) faiz artışları konusunda nasıl bir yol izlemesi gerektiğini de zorlaştırıyor. Geçtiğimiz yıl uzun süreli teşvik programından çıkan BOJ, Ocak ayında faizi %0,5'e yükseltmiş ve toparlanma sürdüğü sürece faiz artışlarına devam edilebileceği sinyalini vermişti. Ancak küresel büyümenin yavaşlayacağına dair Trump kaynaklı endişeler, BOJ’un Nisan sonunda yaptığı toplantıda büyüme tahminlerini ciddi şekilde aşağı çekmesine neden oldu. Bu da, ücret artışlarının tüketimi ve genel ekonomiyi destekleyeceği yönündeki beklentileri zayıflattı.

    ABD-Çin ticaret gerginliklerinin azalması piyasaları ve politika yapıcıları bir nebze rahatlatsa da, Japonya’nın ABD ile yaptığı ikili ticaret görüşmelerinde tarifelerden muaf tutulup tutulmayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor.

    Norinchukin Araştırma Enstitüsü Başekonomisti Takeshi Minami, “Trump tarifelerinin etkisi hafif kalırsa BOJ Eylül ya da Ekim’de yeniden faiz artırabilir. Ancak bu tarifeler sermaye harcamaları ve ihracat üzerinde büyük darbe yaratırsa, faiz artışları rafa kalkabilir.” dedi.

    Kaynak: Reuters

  • ABD Merkez Bankası (Fed) Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, gümrük vergileri ve bunlarla ilgili belirsizliklerin bu yıl ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceğini ve enflasyonu artırabileceğini söyledi. Ancak para politikasının, gerekirse bu gelişmelere karşılık verebilecek uygun bir konumda olduğunu vurguladı.

    Jefferson, hükümet politikalarındaki belirsizliklerin arttığını ve tarifelerin fiyat artışı üzerinde geçici mi yoksa kalıcı mı bir etkisi olacağının henüz belli olmadığını ifade etti.

    Bu yıl için ekonomik büyüme tahminini düşürdüğünü söyledi, ancak ekonominin büyümeye devam edeceğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

    Jefferson bir konferansta “Şimdiye kadar duyurulan gümrük vergilerindeki artışlar kalıcı olursa, bu durum dezenflasyon sürecini negatif etkileyebilir ve geçici bir enflasyon artışına yol açabilir" dedi.

    Fed, geçen hafta politika faizini sabit tuttu ve ABD ekonomisinin artan işsizlik ve yükselen enflasyon riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

    Yetkililer, Trump’ın tarifelerinin ekonomiye nasıl etki edeceği netleşmeden faiz indirimine yanaşmıyor.

    Jefferson: Bu yılki ekonomik büyüme beklentilerimi aşağı yönlü revize ettim

    Trump yönetimi ile Çin arasında kısa süre önce yapılan bir anlaşmayla gümrük vergileri 90 günlüğüne geçici olarak düşürüldü. Bu kapsamda, birçok Çin malına uygulanan ABD tarifeleri yüzde 145’ten yüzde 30’a indirildi.

    Ekonomistler, bu ateşkesin bu yıl tam ölçekli bir resesyon ihtimalini azalttığını ancak ABD ekonomisindeki yavaşlamayı engellemek için yeterli olmadığını söylüyor.

    Jefferson, son enflasyon verilerinin Fed’in yüzde 2’lik enflasyon hedefi doğrultusunda ilerleme gösterdiğini ancak hedefe henüz ulaşılmadığını söyledi.

    Nisan ayında açıklanan tüketici fiyat endeksi verilerine göre, ABD’de enflasyon beklentilerin altında kalmıştı.

    Öte yandan Jefferson, bu yıl için ekonomik büyüme beklentisini aşağı yönlü revize ettiğini, ancak ABD ekonomisinin büyümeye devam edeceğini düşündüğünü ifade etti.

    Kaynak: Bloomberg HT

  • ABD ile Çin arasında varılan ticaret ateşkesi, Başkan Donald Trump’ın uyguladığı gümrük tarifelerinin Kuzey Amerika ve Asya’daki imalat sektörlerinde ciddi etkiler yaratmasının hemen ardından geldi. GEP Küresel Tedarik Zinciri Dalgalanma Endeksi’ne göre, tedarik malzemelerini stoklama amacıyla yapılan alımların ardından Nisan ayında satın alma faaliyetlerinde keskin bir düşüş yaşandı.

    GEP Danışmanlık Başkan Yardımcısı John Piatek, “Tarifelerin askıya alınması, hem ABD’li hem de Çinli üreticiler için büyük bir rahatlama anlamına geliyor.” dedi. “Endeksimiz Çin’de imalat talebinin hızla düştüğünü, ABD’li üreticilerin ise tarifelere karşı önlem olarak temel girdileri yoğun şekilde stokladığını gösteriyor.” diye ekledi.

    Ancak Piatek’e göre bu ticaret anlaşması, ABD’li üreticilerin Çin’e bağlı riskleri nasıl azaltacaklarına dair kaygılarını hemen ortadan kaldırmayacak. “Şirketler, Çin’e olan bağımlılıklarını azaltmaya çalışırken hızla değişen ortam ve belirsizlik, üreticilerin geleceğe dair beklentilerini gölgeliyor; bu da sermaye yatırımlarını ve tedarik zinciri planlamalarını zayıflatıyor.” dedi.

    GEP Küresel Tedarik Zinciri Dalgalanma Endeksi, aylık olarak 27.000 işletmeden toplanan verilere dayanarak talep durumu, arz sıkıntıları, taşımacılık maliyetleri, stoklar ve sipariş birikimlerini izliyor. Piatek, “Ticaret savaşının ilk darbeleri küresel üreticilere ulaşmış durumda.” diyerek, ABD ile Çin arasında 90 gün süreyle geçerli olan tarifelerin kalıcı olarak kaldırılmaması ve ticaret geriliminin yeniden tırmanması durumunda daha büyük sorunların ortaya çıkabileceğini vurguladı.

    Nisan ayında veriler, Piatek’in deyimiyle “hokey sopası” şeklinde ani bir yükselişi işaret ediyor. Kuzey Amerika’daki şirketler, stoklarını endişe verici bir hızla artırırken, üreticilerde yavaşlayan talep ve tedarik sıkıntılarına dair ilk işaretler ortaya çıktı. Asya’daki satın alma faaliyetleri ise Aralık 2023’ten bu yana en düşük seviyesine geriledi.

    İmalat sektöründeki bu geri çekilmeyi dengeleyen tek olumlu gelişme ise Avrupa’da yaşanıyor. Kıta genelindeki sanayi durgunluğu sona erme aşamasına geldi. ABD ile ön anlaşma imzalayan ilk ülke olan Birleşik Krallık’ta tedarikçi faaliyetleri son 20 yılın en düşük seviyelerine yaklaşırken, Almanya ve Fransa’da geçen yıl yetersiz kullanılan tedarik zinciri kapasitesi yeniden büyüme sinyali veriyor. Ancak Piatek, küresel ticaret koşullarının kötüleşmesi durumunda bu eğilimin tersine dönebileceği uyarısında bulundu. GEP verileri ayrıca Nisan ayında Çin, Tayvan ve Güney Kore öncülüğünde Asya tedarik zincirlerinde boş kapasitenin arttığını gösteriyor.

    Virginia Limanı CEO’su Stephen Edwards, CNBC’ye verdiği röportajda, tedarik zincirinin Çin’den daha çok Güneydoğu Asya, Güney Asya ve Avrupa’ya kayması durumunda limanlarının bu büyümeye hazır olduğunu söyledi.

    Edwards, “Son dört yıldaki en hızlı büyümemiz Hindistan alt kıtasıyla başladı, ardından Vietnam ve Avrupa geldi.” dedi.

    Virginia Limanı’nda Çin ile yapılan ticaret ise son dört yılda sabit seyrediyor.

    “Avrupa Birliği’nden sonra en büyük ikinci ticaret ortağımız hâlâ Çin. Bu nedenle önemli bir aktör olmaya devam ediyor.” diyen Edwards, “Ancak bu denge zamanla değişirse, yeni ticaret ortamı ne olursa olsun fırsatlar doğacaktır. Henüz ticaret anlaşmalarını görmedik ama Çin’in rolü azalırken Güneydoğu Asya ve Avrupa’nın öne çıkacağına inanıyoruz. Biz bu değişime hazırız.” ifadelerini kullandı.

    Kaynak: cnbc

  • ABD-Çin ticaret savaşının yumuşamasıyla birlikte hisse senetleri piyasalarında Trump’ın yüksek vergileri açıkladığı “Kurtuluş Günü” zararları geri alınmaya başlandı.

    S&P 500 Pazartesi gününü yüzde 3,3 yükselişle kapatırken Nasdaq 100 yeniden boğa piyasasına girdi. Vadeliler sabah saatlerinde yüzde 3 civarı kayıp yaşadı.

    Asya piyasalarının çoğunluğu pozitif seyrederken Japon Topix üst üste 13. günü yükselişle kapamaya hazırlanıyor. ABD-Çin görüşmelerinde kaydedilen ilerleme doları da yukarı taşıdı.

    Bloomberg Dolar Endeksi Pazartesi yüzde 1’in üzerinde yükselirken kapanış bazında 6 Kasım’dan beri en hızlı günlük yükselişini kaydetti.

    Güvenli limanlardan çıkışın hızlanmasıyla tahvil getirileri de artıyor. ABD 10 yıllık tahvil getirisi 9 baz puan yükselerek yüzde 4,47’ye ulaştı. Getiri yüzde 4,45’ten işlem gördü. Spot altın Pazartesi yüzde 2,7 düşüşle ons başına 3.236 dolara geriledi. Brent petrol hafif ekside ve 64,8 dolardan alıcı buluyor.

    ABD'de kritik veriler bekleniyor

    ABD Nisan ayı tüketici enflasyonu verileri, ılımlı da olsa tarifelerin yarattığı ilk etkiyi görmek açısından önemli olacak.

    Bloomberg anketine göre ABD’de tüketici fiyatlarının Nisan’da Mart’a göre yüzde 0,3 arttığı tahmin ediliyor. Çin mallarına uygulanan yüksek gümrük vergilerinin etkisinin veride görülmesi beklenmekle birlikte, yeni gümrük vergileri yürürlüğe girmeden önce ABD’ye gelen birçok ithal mal nedeniyle bu etkinin sınırlı kalması muhtemel.

    Bloomberg Economics’in Anna Wong liderliğindeki ekonomistleri Pazartesi günü yayınladıkları notta, “Çin’den ithalatın yoğun olduğu oyuncak, ayakkabı ve giyim gibi TÜFE kategorilerinde ılımlı bir enflasyon görebilir” diye yazdı. Ekonomistler, seyahat ve barınma gibi hizmet kategorilerini de takip edecek.

    Bu arada Fed üyeleri tarifelerin enflasyonist etkilerini vurgulamaya devam ediyor. Fed üyesi Adriana Kugler gümrük vergilerinin büyümeyi olumsuz etkileyerek enflasyonu artıracağı konusunda uyarıda bulundu. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee de New York Times röportajında benzer görüşleri dile getirdi. Fed üyelerinden gelen şahin açıklamalarla birlikte swap piyasalarında bu yıl iki Fed faiz indirimi fiyatlanıyor.

    Kaynak: Bloomberg HT

  • Bu haftaki politika toplantısının ardından görüş bildiren ilk ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilileri, Cuma günü yaptıkları açıklamalarda, Trump yönetiminin ticaret politikasının ekonomik görünüme yönelik riskleri artırdığı bir ortamda, mevcut belirsizliklerin para politikasında temkinli bir yaklaşımı gerekli kıldığını yinelediler.

    New York Fed Başkanı John Williams, Bloomberg TV’ye verdiği röportajda, mevcut Fed politikası için “iyi bir konumdayız” ifadelerini kullandı. Ticaret politikalarındaki belirsizlik ortamında para politikasının nereye gideceğine dair spekülasyondan kaçınan Williams, “Ticaret politikasıyla ilgili daha fazla veri ve bilgi toplayalım, ekonomiye etkisini görelim, sonra da bu durumun Fed’in bir sonraki adımları açısından ne anlama geldiğine karar verelim” dedi.

    Fed Yönetim Kurulu Üyesi Adriana Kugler ise ayrı bir Bloomberg TV röportajında, sağlıklı ekonomik görünümün “bize enflasyon baskılarını azaltmak için zaman kazandırdığını” ve bu sayede bir sonraki adım için henüz acele edilmesine gerek olmadığını söyledi. Hem Williams hem de Kugler, mevcut faiz seviyelerinin ekonomik faaliyeti sınırlayıcı ama yalnızca sınırlı ölçüde olduğunu belirtti.

    Fed, Çarşamba günü gösterge faiz oranını %4,25–%4,50 aralığında sabit tutarken, artan ekonomik belirsizliklere dikkat çekti. İki gün süren politika toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Fed Başkanı Jerome Powell, “Belirsizliklere rağmen ekonomi hâlâ güçlü bir konumda” dedi ve “Mevcut para politikası duruşumuzun, olası ekonomik gelişmelere zamanında yanıt verme konusunda bizi iyi bir pozisyonda tuttuğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Trump yönetiminin ticaret politikası, Fed ve genel ekonomi açısından en büyük belirsizlik kaynağını oluşturuyor. Üretimi yeniden ABD’ye çekmeyi amaçlayan Trump, özellikle Çin başta olmak üzere birçok ülkeye yüksek gümrük vergileri uyguladı.

    Birçok ekonomist, bu ithalat vergilerinin halihazırda Fed’in %2 hedefinin üzerinde olan enflasyonu daha da artıracağını düşünüyor. Aynı zamanda bu durumun ekonomik büyümeyi yavaşlatması ve işsizliği artırması bekleniyor. Ancak sürecin nasıl gelişeceği belirsizliğini koruyor; Trump’ın sık sık tarifelerde değişiklik yapması ve birçok ticaret anlaşmasının "yakında tamamlanacağı" yönündeki açıklamaları, görünümü daha da karmaşık hale getiriyor.

    Cuma günü İzlanda’daki bir konferansta konuşan Williams, televizyondaki röportajından önce yaptığı açıklamada, “Benim görüşüm, bu yıl büyümenin geçen yıla göre oldukça yavaş olacağı, enflasyonun artacağı ve işsizliğin yıl boyunca yükseleceği yönünde” dedi.

    ZORLU DENGELEMELER

    Tarifelerin ekonomik etkisi, Fed’in faiz oranlarını belirleyen Açık Piyasa Komitesi (FOMC) açısından ciddi zorluklar doğuruyor. Enflasyonu düşük tutmak ve istihdam piyasasını güçlü kılmakla görevli olan politika yapıcılar, bu iki hedef arasında öncelik verme konusunda zor kararlarla karşı karşıya kalabilir.

    Aynı etkinlikte konuşan Fed Yönetim Kurulu Üyesi Michael Barr da, tarifelerin enflasyonu artırırken işgücü piyasasını zayıflatabileceği görüşüne katıldığını ifade etti. Barr, “Eğer hem enflasyon hem işsizlik artarsa, FOMC zorlu bir pozisyonda kalabilir” dedi. Yine de, “Ekonominin güçlü başlangıç noktası ve enflasyonu %2 hedefine yaklaştırma yönünde elde edilen ilerleme göz önüne alındığında, para politikası gelişen koşullara uyum sağlama açısından iyi bir konumda” şeklinde konuştu.

    Fed, tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisini ilk kez Salı günü açıklanacak olan Nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verisiyle görmeye başlayabilir. Bank of America ekonomistleri Cuma günü yayınladıkları notta, “Tarifelerin enflasyon verilerini Nisan ayında etkilemeye başlamasını, Mayıs ve Haziran’da ise daha net yansımasını bekliyoruz” dedi. “Bu tarife kaynaklı enflasyonun geçici olacağını öngörüyoruz, ancak kalıcı olma ihtimalini dışlamıyoruz.”

    Fed yetkilileri görev tanımlarının iki tarafını dengelemekte zorlanabileceklerini kabul etseler de, enflasyon baskılarını kontrol altında tutmanın kritik olduğu konusunda hemfikirler.

    Kaynak: Reuters

  • ABD Başkanı Trump, İngiltere ile vardıkları ticaret anlaşmasını kamuoyuna açıklamak için Oval Ofis'te düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Trump, daha fazla anlaşma olup olmayacağına yönelik soruya, "Çok yakınız. Çok sayıda anlaşmamız olacak." cevabını verdi.

    ABD Hazine Bakanı Scott Bessent'in İsviçre'de Çinli yetkililerle görüşeceğini anımsatan Trump, bunun çok önemli olduğunu ifade etti.

    Söz konusu görüşme iyi geçerse Çin'e yönelik gümrük vergilerini düşürüp düşürmeyeceği sorulan Trump, "Olabilir yani göreceğiz. Şu anda yüzde 145'te daha yükseğe çıkamazsınız yani düşeceğini biliyoruz." dedi.

    Trump, Çin'in kendilerine muazzam bir ticaret fazlası verdiğini ve bunun olmaması gerektiğini ifade etti.

    Tarifeler dolayısıyla Çin ile ticaretin yavaşlamasının "iyi bir şey" olduğunu savunan Trump, bunun daha az para kaybettikleri anlamına geldiğini söyledi.

    "AB anlaşma yapmayı çok istiyor"

    Trump, Avrupa Birliği'nin (AB) ticarette kendilerine adaletsiz davrandığını öne sürerek, AB'nin de anlaşma yapmayı "çok istediğini" dile getirdi.

    Tarifelerin ülkeye yararına değinen Trump, yeniden göreve başlamasından bu yana ABD'ye yapılacağı açıklanan yatırımların 10 trilyon dolara yaklaştığını söyledi.

    ABD'nin daha önce çip üretiminde "tekel" olduğunu belirten Trump, "Eğer biz, 'Çip üretimini Tayvan'a taşımak istiyorsanız sorun değil, ama ABD'ye geri satmak istiyorsanız, yüzde 50-100 gümrük vergisi koyacağız.' deseydik asla ABD'den gitmezlerdi." ifadelerini kullandı.

    Trump, İngiltere ile yapılan anlaşma kapsamında yüzde 10'luk temel tarifenin yürürlükte kalmasının gelecek anlaşmalar için bir model olup olmadığına yönelik soruya, "Hayır. Bu, düşük bir rakam. Onlar iyi bir anlaşma yaptılar. Bazıları çok daha yüksek olacak çünkü büyük ticaret fazlaları var." cevabını verdi.

    "Şimdi hisse alsanız iyi olur"

    Faizleri indirmeye davet ettiği ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ile konuşmanın "bir duvarla konuşmak gibi" olduğunu söyleyen Trump, "İngiltere Merkez Bankası faiz indirdi, Çin indirdi, onun dışında herkes faiz indiriyor. 'Çok geç Powell' Bu, onun lakabı."

    Trump, vergi indirimlerini kalıcı hale geçirecek yasa tasarısına da değinerek şöyle devam etti:

    "Bu tasarı için çok fazla desteğimiz var. Eğer bu gerçekleşirse yaptığımız tüm bu ticaret anlaşmalarının üzerine, bu ülke öyle bir noktaya gelecek ki.. Şimdi gidip hisse senedi alsanız iyi olur. Ülke roket gemisi gibi yükselecek. Bu, daha önce kimsenin görmediği rakamlar olacak."

    Kaynak: Bloomberg HT

Analizler

  • USDCAD paritesi, 1.3815-1.3810 bölgesinden gelen toparlanma çabalarına rağmen Perşembe günü üst üste dördüncü kez değer kaybı yaşıyor. Asya seansında parite, 1.3800’lerin ortalarında işlem görüyor ve haftalık düşüş eğilimini sürdürmesi bekleniyor.

    Ham petrol fiyatları, ABD-İran nükleer görüşmelerine dair belirsizliklerin yol açtığı önceki günkü düşüşün ardından toparlandı. Ayrıca, Salı günü açıklanan Kanada çekirdek enflasyon verisinin beklentileri aşması, Bank of Canada’nın Haziran ayında faiz indirimi yapma olasılığını azalttı. Bu durum, emtia bağlantılı Kanada Doları’nı desteklerken, ABD Doları üzerindeki genel satış baskısı USDCAD paritesinde aşağı yönlü hareketi güçlendiriyor.

    Yatırımcılar, Moody’s’in ABD’nin kredi notunu düşürmesi ve Başkan Donald Trump’ın kapsamlı vergi tasarısı sonrası artan bütçe açığı endişeleri nedeniyle temkinli davranıyor. Buna ek olarak, yeniden alevlenen ABD-Çin ticaret gerilimleri ve Federal Reserve’in 2025’te faiz indirimine gideceği beklentileri, ABD Doları’nı iki haftanın en düşük seviyelerine yakın tutuyor. Bu gelişmeler, USDCAD paritesinde satış baskısını artırarak kısa vadeli negatif görünümü destekliyor.

    Teknik açıdan, 200 günlük Basit Hareketli Ortalama yakınlarındaki başarısız toparlanma denemesi ve 1.3900 seviyesinin altında gerçekleşen kırılma, satış baskısını güçlendiriyor. Bu durum, USDCAD paritesinde aşağı yönlü hareketlerin ön planda olduğunu gösteriyor. Yatırımcılar, kısa vadeli fırsatlar için yakında açıklanacak küresel öncü PMI verileri ile ABD makroekonomik verilerini yakından takip ediyor.

  • EURGBP paritesi, Çarşamba günü Avrupa seansının erken saatlerinde 0,8435 seviyesinde seyrederek son kazançlarını bir miktar geri verdi. İngiltere’nin Nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin açıklanmasının ardından Sterlin, Euro  karşısında hafif bir değer kazancı elde etti. Aynı gün, Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkilileri Luis de Guindos, Philip Lane ve José Luis Escrivá’nın açıklamaları bekleniyor.

    İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, yıllık başlık TÜFE Nisan’da %3,5’e yükselerek Mart’taki %2,6’lık artışın ve %3,3’lük piyasa beklentisinin üzerine çıktı. Gıda ve enerji fiyatlarını hariç tutan çekirdek TÜFE ise %3,8 ile önceki değer olan %3,4’ün ve %3,6’lık piyasa tahmininin üzerinde gerçekleşti. Aylık TÜFE artışı %1,2 olarak kaydedildi; bu, Mart’taki %0,3’lük artıştan ve %1,1’lik beklentiden yüksek. Bu veriler, Sterlin’e alım desteği sağladı.

    Euro Bölgesi’nde büyüme endişeleri, ECB’nin faiz indirimlerini hızlandıracağı beklentisini artırdı. ECB Yönetim Konseyi üyesi Klaas Knot, Haziran’da faiz indiriminin mümkün olduğunu, ancak yeni çeyrek tahminleri görülmeden karar vermenin erken olduğunu belirtti. Reuters’a göre, 5 Haziran’daki ECB toplantısında faiz indirimi olasılığı %90 olarak fiyatlanırken, yıl sonuna kadar yalnızca bir ek indirim bekleniyor. Bu durum, kısa vadede Euro’nun Sterlin karşısında baskı altında kalmasına neden olabilir.

  • Avustralya Doları (AUD), Salı günü önceki seansta %0,50’den fazla kazanç sağladıktan sonra ABD Doları (USD) karşısında değer kaybetti. AUD/USD paritesi, Avustralya Merkez Bankası (RBA) ve Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) faiz indirim kararlarının baskısı altında kalmaya devam ediyor. RBA, Mayıs toplantısında politika faizini 25 baz puan düşürerek %4,1’den %3,85’e indirdi. Bu karar, piyasalar tarafından büyük ölçüde bekleniyordu.

    RBA Başkanı Michele Bullock, karar sonrası düzenlenen basın toplantısında, enflasyonun kontrol altına alınmasının öncelikli hedef olduğunu vurguladı ve bu hedefe ulaşma konusunda kararlı olduklarını belirtti. Bullock, faiz indiriminin mevcut ekonomik koşullara uygun, proaktif ve güven artırıcı bir adım olduğunu ifade ederek, gerekirse ek adımlar atılabileceği sinyalini verdi.

    Çin Merkez Bankası da aynı gün kredi faiz oranlarını düşürdü; bir yıllık LPR %3,10’dan %3,00’a, beş yıllık LPR ise %3,60’tan %3,50’ye geriledi. Avustralya ile Çin arasındaki yakın ticari bağlar nedeniyle bu değişiklikler, Avustralya Doları üzerinde önemli bir etki yaratıyor.

    Avustralya Doları’nın zayıflamasında, ülkedeki siyasi belirsizlikler de rol oynuyor. Muhalefet koalisyonu, Ulusal Parti’nin Liberal Parti ile ittifaktan çekilmesiyle bölünürken, iktidardaki İşçi Partisi bu durumu fırsata çevirerek daha güçlü bir yetkiyle göreve devam etti.

    Piyasalar, ilerleyen saatlerde açıklanacak RBA faiz kararına odaklanmış durumda. Geçen haftaki güçlü istihdam verilerinin ardından, merkez bankasının 25 baz puanlık bir faiz indirimi daha yapması bekleniyor.

    AUD/USD paritesi, Moody’s’in ABD’nin kredi notunu Aaa’dan Aa1’e düşürmesi sonrası Pazartesi günü ABD Doları’nın zayıflamasıyla güç kazandı. Bu karar, Fitch’in 2023’te ve Standard & Poor’s’un 2011’de yaptığı benzer indirimlerle uyumlu. Moody’s, ABD federal borcunun 2035’te GSYİH’nın yaklaşık %134’üne ulaşacağını ve bütçe açığının %9’a yaklaşacağını öngörüyor. Bu kötüleşme, artan borçlanma maliyetleri, genişleyen sosyal programlar ve azalan vergi gelirlerine bağlanıyor.

    Salı günü AUD/USD paritesi 0,6450 civarında işlem görürken, günlük grafiklerdeki teknik göstergeler yükseliş eğilimini destekliyor. Parite, 9 günlük Üssel Hareketli Ortalama’nın (EMA) üzerinde seyrediyor ve 14 günlük Göreceli Güç Endeksi (RSI) 50 seviyesinin üzerinde kalarak yükseliş momentumuna işaret ediyor.

    Yukarı yönlü ilk direnç, 2 Aralık 2024’te kaydedilen altı aylık zirve olan 0,6515 seviyesinde bulunuyor. Bu seviyenin üzerinde kalıcı bir kapanış, 0,6687’deki yedi aylık zirveye doğru hareketi tetikleyebilir.

    Aşağı yönlü destekler ise sırasıyla 9 günlük EMA olan 0,6429 ve 50 günlük EMA civarındaki 0,6363 seviyelerinde yer alıyor. Bu seviyelerin altında net bir düşüş, kısa ve orta vadeli görünümü zayıflatabilir ve Mart 2020’deki 0,5914 düşük seviyesine doğru daha derin bir gerilemeye yol açabilir.

  • Gümüş fiyatları (XAG/USD), ikinci gün üst üste düşüşünü sürdürerek Pazartesi Asya işlemlerinde yaklaşık 32,30 dolar seviyesinde işlem görüyor. Son dönemde baskı altında kalan gümüş, ABD ekonomisine dair artan endişeler ve mali istikrarsızlık nedeniyle güvenli liman talebinin yükselmesiyle kayıplarını sınırlayabilir.

    Moody’s, ABD’nin kredi notunu Aaa’dan Aa1’e düşürdü. Artan borç seviyeleri ve faiz ödemelerindeki yük bu kararın temel nedenleri arasında. Kurum, federal borcun 2023’teki %98 seviyesinden 2035’te GSYH’nin %134’üne çıkabileceğini tahmin ediyor. Genişleyen bütçe açığı ise borç servisi maliyetleri, sosyal harcamalar ve azalan vergi gelirlerinden kaynaklanıyor.

    Gümüş fiyatları, ABD-Çin ticaret gerilimlerinin azalması ve karşılıklı gümrük vergilerindeki indirimlerle desteklenen iyimser küresel risk algısı nedeniyle de baskı altında kaldı. ABD ile İran arasında olası nükleer anlaşma umutları ve ABD Başkanı Trump ile Rusya lideri Putin’in Ukrayna gerilimini azaltmaya yönelik görüşmeleri piyasalardaki iyimserliği artırdı.

    Faiz getirmeyen gümüş, zayıf ABD ekonomik verileri nedeniyle Fed’den yıl içinde faiz indirimi beklentilerinin güçlenmesiyle tekrar değer kazanabilir. Michigan Üniversitesi Tüketici Güven Endeksi Mayıs’ta 50,8’e gerileyerek Haziran 2022’den bu yana en düşük seviyeyi gördü; piyasa beklentisi 53,4’tü. Bu, tüketici güveninde artan karamsarlığı yansıtıyor.

  • USDCAD paritesi, cuma günü üst üste ikinci gün satıcı çekiyor ancak haftanın başından bu yana devam eden dar bir aralıkta işlem görmeye devam ediyor. Spot fiyatlar şu anda 1,3900 seviyelerinin hemen altında seyrediyor ve gün içinde %0,10’dan fazla değer kaybı yaşadı; bu düşüş, birden fazla olumsuz faktörün birleşiminden kaynaklanıyor.

    Perşembe günü açıklanan ABD makro verilerinin zayıf gelmesi, piyasalardaki Fed’in (ABD Merkez Bankası) daha fazla faiz indirimi yapacağı beklentilerini yeniden teyit ederek, ABD Doları (USD) alıcılarını temkinli hale getirdi. Buna ek olarak, petrol fiyatlarındaki ılımlı artış, emtia bağlantılı Kanada Doları’nı (Loonie) destekleyerek USD/CAD paritesi üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.

    Fiyatların dar bantta seyretmesi, yılbaşından bu yana görülen dipten gelen son toparlanmaya karşılık gelen yükseliş yanlısı bir konsolidasyon olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu hafta 1,4000 seviyesinde görülen direnç – ki bu seviye 200 günlük Basit Hareketli Ortalama (SMA) ile Mart-Mayıs arasındaki düşüşün %38,2 Fibonacci düzeltme seviyesinin kesişiminde bulunuyor – bazı temkinli davranmayı gerektiriyor.

    Ayrıca, günlük grafikte teknik göstergeler anlamlı bir olumlu ivme yakalamakta zorlanıyor. Bu nedenle, 1,4000 psikolojik seviyesinin üzerinde kalıcı bir güçlenme görülmeden daha fazla yükseliş için pozisyon almak temkinli olacaktır. USD/CAD paritesi bu durumda önce 1,4050 ara direnç seviyesine, ardından da 1,4100 civarına tırmanabilir.

    Diğer yandan, kısa vadeli aralığın alt sınırını da oluşturan ve haftalık dip olan yaklaşık 1,3900 seviyesi, yakın vadede aşağı yönlü hareketleri sınırlamaya devam edebilir. Bu seviyenin ikna edici şekilde kırılması durumunda, USD/CAD paritesi 1,3855 bölgesine ve oradan da 1,3800 seviyesine gerileyebilir; hatta ay başında görülen yılbaşından bu yana en düşük seviye olan 1,3750 civarına kadar düşüş sürebilir.

     

  • Japon Yeni (JPY), Perşembe günü Asya seansında pozitif seyrini sürdürdü. Buna ek olarak, ABD Doları’nda (USD) gözlenen hafif satış baskısı, USD/JPY paritesinde üçüncü gün üst üste aşağı yönlü baskı oluşmasına neden oldu. Çarşamba günü açıklanan Japonya’nın toptan eşya enflasyonu verileri, şirketlerin maliyetleri tüketicilere yansıtmaya devam ettiğini gösterdi ve Japonya’da kalıcı fiyat artışlarına ilişkin endişeleri artırdı. Ayrıca, Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkan Yardımcısı Shinichi Uchida’nın hafta başında yaptığı şahin açıklamalar, para politikasında ilave sıkılaşma beklentilerini destekleyerek Yen’e güç kazandıran önemli bir unsur oldu.

    Bunun yanında, küresel risk iştahındaki hafif zayıflama — borsalarda genel olarak gözlenen temkinli hava — güvenli liman olan Yen’i destekleyen bir diğer unsur olarak öne çıktı. Öte yandan, ABD Doları yatırımcı ilgisi çekmekte zorlanıyor; çünkü piyasalar, gün içinde açıklanacak Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verisi ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın konuşması öncesinde temkinli davranmayı tercih ediyor. Bu arada, ABD-Çin ticaret savaşının yatışacağına dair artan iyimserlik, Yen’in yükselişini sınırlayabilir. Ayrıca, Fed’den agresif faiz indirimi beklentilerinin azalması da doların ve paritenin kayıplarını sınırlandırabilir.

    Teknik açıdan bakıldığında, USD/JPY paritesi, Nisan ayında görülen yılın en düşük seviyesinden başlayan toparlanmada 23,6% Fibonacci düzeltme seviyesinin üzerine çıkmakta zorlanıyor. Saatlik grafiklerdeki negatif teknik göstergeler, paritenin 146,00 seviyesinin altına sarkarak 145,60 bölgesini veya Çarşamba günü görülen haftalık dip seviyeyi yeniden test etme olasılığını destekliyor. Bu seviyenin ardından 145,35-145,30 civarındaki 38,2% Fibonacci düzeltme seviyesi geliyor. Bu seviyenin de altına inilirse, fiyatlar psikolojik olarak önemli olan 145,00 seviyesine ve ardından 144,70-144,65 aralığına kadar gerileyebilir. Bu bölge, 4 saatlik grafikte 200 periyotluk basit hareketli ortalamanın geçtiği nokta olması açısından kritik bir destek noktasıdır. Bu seviyenin altında gerçekleşecek net bir kırılma, yılın en düşük seviyesinden başlayan toparlanmanın sona erdiğine işaret edebilir ve daha derin düşüşlerin yolunu açabilir.

    Diğer yandan, yukarı yönlü hareketlerde 146,60 seviyesi (23,6% Fibonacci düzeltmesi) ilk direnç olarak izlenebilir. Bunun üzerinde 147,00 seviyesi önemli bir eşik oluşturur. Bu seviyenin üzerinde kalıcı bir yükseliş, gün içi kısa vadeli pozisyon kapamalarını tetikleyebilir ve paritenin 147,70 seviyesine, oradan da 148,00 seviyesine yönelmesine neden olabilir. 148,25-148,30 direncinin de aşılması halinde, 148,65 civarındaki — pazartesi günü görülen bir aylık zirveye yakın — güçlü direnç test edilebilir. Bu seviyenin kırılması durumunda, spot fiyatların 149,00 seviyesini yeniden kazanması mümkün olabilir.

  • Gümüş (XAGUSD), bir önceki günün geri çekilmesinin ardından $33.20-$33.25 direnç bölgesinden yeni satış baskısı çekerek Çarşamba günü Asya seansında bazı takip satışları gördü. Beyaz metal, son saat içinde $31.60 civarına kadar gerileyerek günün yeni dip seviyesini kaydetti; ancak, karışık teknik görünüm, derinleşen kayıplara yönelik pozisyon almadan önce temkinli olmayı gerektiriyor.

    Nisan ayında yılın en düşük seviyesi olan $28.45 seviyesinden yaşanan güçlü toparlanma ışığında, üç hafta önce başlayan aşağı yönlü kanal boyunca gerçekleşen son fiyat hareketi, boğa bayrağı formasyonunu işaret ediyor. Ancak, gece boyu trend-kanal direncini aşma girişiminin başarısız olması, $33.25 bariyerini geçmeden anlamlı bir yükselişe yönelik pozisyon almadan önce beklemenin daha temkinli bir yaklaşım olacağını gösteriyor.

    XAGUSD, $33.70 seviyesindeki ara direnç noktasına doğru pozitif hareketi hızlandırabilir ve ardından $34.00 yuvarlak seviyesini hedefleyebilir. Ek satış baskısının devamı, Mart ayındaki aylık zirve olan $34.55-$34.60 bölgesine doğru daha fazla kısa vadeli yükselişi tetikleyebilir.

    Öte yandan, $32.40 seviyesindeki yakın destek altına düşüş, XAG/USD'yi $32.00 altına gerileyerek Pazartesi günü görülen haftalık dip seviyesini yeniden test etmeye zorlayabilir. Ardından, $31.70 civarındaki bölgeyi, yani aylık düşük seviyeyi takip edebilir. Bu seviyenin altında bir kırılma, beyaz metali, şu anda $31.35 civarında bulunan aşağı yönlü kanal desteğine yönlendirebilir. Bu desteğin belirgin bir şekilde kırılması, ayıların önemli bir tetikleyici olarak görmesi ve daha derin kayıpların önünü açması anlamına gelebilir.

  • USDCHF, önceki seansta %2'den fazla kazanç sağladıktan sonra Salı günü Asya seansında 0,8430 civarına gerileyerek çekilme yaşadı. Bu geri çekilme, ABD Doları'nın (USD) zayıflamasıyla ilgili olabilir ve teknik bir düzeltme olarak değerlendiriliyor.

    ABD Doları Endeksi (DXY), altı büyük para birimi karşısında yeşil doların hareketini izleyen endeks, yazım anında 101,50 civarına düşerek değer kaybetti. Yatırımcılar, gün içinde açıklanacak olan ABD Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) raporuna odaklanmış durumda. Analistler, ana başlık CPI’nin aylık %0,3 artış göstermesini bekliyor; bu, %0,1’lik düşüşten bir toparlanma anlamına geliyor. Çekirdek CPI'nin de %0,3 artması bekleniyor, önceki oran ise %0,1’di. Yıllık bazda her iki göstergenin de değişmemesi öngörülüyor.

    USD/CHF paritesindeki önceki yükseliş, ABD-Çin ticaret görüşmelerindeki olumlu gelişmelerden kaynaklandı. Hafta sonu, iki ülke İsviçre'de önemli bir ön anlaşmaya vardı ve bu anlaşma, gümrük tarifelerinin önemli ölçüde düşürülmesi amacı taşıyor. Anlaşma kapsamında, ABD Çin mallarına uyguladığı tarifeleri %145'ten %30'a indirirken, Çin de ABD ürünlerine uyguladığı tarifeleri %125'ten %10'a düşürecek. Bu anlaşma, piyasa beklentilerini iyileştirdi ve küresel ticaret ilişkilerinin istikrar kazanabileceği yönünde olumlu bir adım olarak değerlendirildi.

    Ticaret gerilimlerindeki bu gevşeme, daha riskli varlıklara olan talebi artırarak güvenli liman olan İsviçre Frangı (CHF) üzerinde baskı yarattı. Ayrıca, 10 yıllık İsviçre hükümet tahvili getirisi, küresel borçlanma maliyetlerindeki artışla birlikte %0,37'ye yükseldi ve yatırımcı risk iştahındaki artışı yansıttı.

    Ancak, İsviçre tahvil getirilerindeki artış, İsviçre Merkez Bankası’nın (SNB) daha fazla para politikası gevşetme beklentileriyle sınırlı kaldı. Geçen hafta, SNB Başkanı Schlegel, enflasyon hedefinin altında kalmaya devam etmesi durumunda bankanın döviz piyasalarına müdahale etmeye ve faiz oranlarını negatif bölgeye çekmeye hazır olduğunu yineledi.

  • EURJPY paritesi, Pazartesi günü pozitif ivme kazandı ve Asya seansında 164,20 civarında, bir haftanın en yüksek seviyesine sıçradı, ancak devamlılık sağlanamadı. Spot fiyatlar, günlük zirveden yaklaşık 50 pip geri çekildi ve şu anda 163,85-163,80 bölgesinde işlem görüyor. Yine de gün içerisinde Japon Yeni'nin (JPY) zayıflamasıyla %0,20'lik bir artış kaydediyor.

    Beyaz Saray, Pazar günü yaptığı açıklamada, İsviçre'deki yüksek riskli toplantının ardından Çin ile bir ticaret anlaşmasına varıldığını duyurdu. Bu son iyimserlik, yeni bir haftanın başında küresel risk iştahını artırarak geleneksel güvenli liman varlıklarına olan talebi zayıflattı, bu da JPY'yi olumsuz etkiledi. Bunun yanı sıra, ABD tarifelerinin belirsizliği nedeniyle Japonya'nın büyüme görünümüne dair endişeler, JPY üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.

    Ancak, traderlar agresif yönlü pozisyon almaktan çekiniyor ve anlaşmaya dair daha fazla detay için ABD-Çin ortak açıklamasını beklemeyi tercih ediyorlar. Ayrıca, Japonya'da daha geniş ve kalıcı fiyat artışları endişesiyle Bank of Japan'ın (BoJ) 2025'te faiz oranlarını tekrar artıracağına dair beklentiler, JPY'nin daha derin kayıplarını sınırlıyor. BoJ'nin Mart toplantısının tutanakları, merkez bankasının enflasyon eğilimleri devam ederse faiz artırmaya hazır olduğunu gösterdi.

    Bunun dışında, US Doları'ndaki (USD) ılımlı artış, ortak para birimi üzerinde baskı oluşturarak EUR/JPY paritesinin artışını sınırlıyor. Aynı zamanda, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) enflasyonun yavaşlaması ve büyüme için artan aşağı yönlü riskler nedeniyle faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi, BoJ’nin şahin duruşuyla karşılaştırıldığında büyük bir ayrışma yaratıyor. Bu durum, traderları EUR/JPY paritesinde agresif boğa pozisyonlarından uzak tutuyor ve kazançları sınırlıyor.

  • AUDUSD paritesi, Çin'in dış ticaret verilerinin ardından Cuma günü Asya seansında 0,6400 seviyesine doğru toparlanarak günlük kayıplarını geri aldı. Ancak, Avustralya Doları (AUD), ABD-Çin ticaret müzakerelerindeki ilerlemenin duraksaması nedeniyle baskı altında kalmaya devam ediyor. Avustralya ile Çin arasındaki yakın ekonomik ilişkiler göz önüne alındığında, Çin ekonomisindeki olumsuz gelişmeler genellikle AUD üzerinde de baskı yaratıyor.

    Çin’in dış ticaret fazlası 96,18 milyar dolar ile beklentilerin üzerindeyken (beklenti: 89 milyar dolar), önceki dönemde açıklanan 102,63 milyar dolarlık fazla seviyesinin altında kaldı. Yıllık bazda ihracat %8,1 artarak %1,9’luk beklentiyi aşarken, önceki %12,4’lük artışın gerisinde kaldı. İthalat ise yıllık bazda %0,2 azalarak hem %5,9’luk düşüş beklentisinden hem de önceki %4,3’lük gerilemeden daha iyi performans gösterdi. Çin’in ABD ile olan dış ticaret fazlası ise nisan ayında 20,46 milyar dolara gerileyerek mart ayındaki 27,6 milyar dolarlık seviyenin altına indi.

    Çin Yuanı (CNY) cinsinden dış ticaret fazlası 689,99 milyar CNY olarak gerçekleşerek, bir önceki ayki 736,72 milyar CNY’ye göre hafif bir düşüş gösterdi. Nisan ayında ihracat yıllık bazda %9,3 artarken, martta bu oran %13,5’ti. Aynı dönemde ithalat da %0,8 oranında artarak marttaki %3,5’lik daralmanın tersine döndü.

    Global Times’ın, Çin’in ABD Büyükelçiliği kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, İsviçre’deki görüşmeler öncesinde Pekin’in tarifeleri düşürmesi beklenmiyor. Bu durum piyasalardaki belirsizliği artırırken risk iştahını da azaltıyor.

    ABD tarafında ise Başkan Donald Trump, Çin’e karşı ticaret politikasında sert bir duruş sergiliyor. Pekin’e yeni bir büyükelçi atanmasının ardından, bazı ürünlere yönelik tarife muafiyetlerinin gündeme gelmesine karşın Trump, “çok fazla muafiyet arayışında değiliz” açıklamasıyla ihtiyatlı bir yaklaşım sergiledi.

    Bu arada, Çin hükümeti gayrimenkul piyasasını istikrara kavuşturmak amacıyla, inşaatı tamamlanmamış konutların ön satışını yasaklamayı ve yalnızca bitmiş projelerin satışına izin vermeyi planlıyor. Devam eden bu reform taslağı kapsamında, kamu konutları hariç tutulacak ve yerel yönetimlere esneklik tanınacak.

    ABD Dolar Endeksi (DXY), güçlü ekonomik veriler ve uzun süreli faiz farkı beklentilerinin desteğiyle 100,60 seviyesinde işlem görüyor. ABD ile Birleşik Krallık arasında imzalanan ticaret anlaşmasına ilişkin ilk iyimserlik ise, mevcut %10’luk tarifelerin devam edeceğinin netleşmesiyle birlikte azaldı.

Kimler İçin

Finans Piyasalarından Düzenli Gelir Elde Etmek İstiyorum

Birikimlerimi Kazanca Dönüştürmek İstiyorum

Döviz ve Altındaki Hareketlerden Kazanç Sağlamak İstiyorum

Yatırımcı Eğitimi Almak İstiyorum

Yatırımlarımı Korumak İstiyorum

Paramın Erimesini İstemiyorum

Son 30 Gün - Sinyal Performansımız


Gönderilen Sinyal Sayısı
37

Başarılı Sinyal Sayısı
29

Başarı
Oranı
78.4%

Başarılı Sinyal
Pips
1071

Toplam
Kar
6573 USD

2025 - Yatırım Araçları Bazlı Performansımız

USDTRY

3 Öneri
100.0% Başarı

Toplam

764 USD Kar

EURUSD

15 Öneri
80.0% Başarı

Toplam

2422 USD Kar

GBPUSD

8 Öneri
87.5% Başarı

Toplam

2764 USD Kar

ALTIN

2 Öneri
100.0% Başarı

Toplam

140 USD Kar

PETROL

6 Öneri
66.7% Başarı

Toplam

253 USD Kar

DAX

3 Öneri
66.7% Başarı

Toplam

398 USD Kar

Tüm Sinyaller

Tarih Ürün İşlem Fiyat Gerçekleşen Fiyat TP1 TP2 SL Kapanış Kar/Zarar Sonuç
22 Mayıs 2025 GBPCHF Buy 1.1083 1.111 1.115 1.101 ? Beklemede
22 Mayıs 2025 BTCUSD Sell 110765.0 110200.0 109500.0 111700.0 ? Beklemede
21 Mayıs 2025 USDMXN Buy 19.2965 19.2965 19.35 19.44 19.1 19.35 276.0 USD Başarılı
21 Mayıs 2025 BTCUSD Buy 107740.0 107740.0 108200.0 108900.0 106700.0 108900.0 1160.0 USD Başarılı
20 Mayıs 2025 GBPJPY Sell 193.18 193.18 192.62 192.0 194.63 192.62 388.0 USD Başarılı

Üyelerimizin Yorumları

  • B.A.

    14 Ocak 2020

    Döviz bozdurmadan kesinlikle danışılması gereken tek yer. Teşekkürler.

    Editör Yanıt: Biz teşekkür ederiz.

  • M.S.

    13 Ocak 2020

    Lise mezunuyum yatırım yapacağım dediğimde arkadaşlarım benimle alay etti. Şimdi teknik analiz yapabiliyorum. Paramı kendim değerlendiriyorum.

    Editör Yanıt: Yolunuz açık olsun.

  • S.C.

    12 Ocak 2020

    Sinyallerin başarısı tartışılmaz. Daha önce de sinyal paylaşımı yapan gruplara üye olmuştum ama hep zararlı çıktım. Parayöntem gruplarından gelen sinyaller sayesinde kazanç sağlayabiliyorum.

    Editör Yanıt: Bol Kazançlar

  • C.K.

    11 Ocak 2020

    Senin adına piyasayı takip eden birileri olunca yatırıma karar vermek çok kolay oluyor. Tavsiye ederim.

    Editör Yanıt: Teşekkürler

  • F.A.

    10 Ocak 2020

    Sorularıma yanıt almam bazen birkaç saat sürüyor. Lütfen ekibinizi büyütün.

    Editör Yanıt: Desteklerinizi bekliyoruz.

  • M.Ş.

    9 Ocak 2020

    Aracı kurumlardan hiç destek alamadım. Burada herkes bilgiyi paylaşmaya açık. Her söyleneni dinlemesem de aklıma yatan işlemleri yaparak para kazanıyorum

    Editör Yanıt: En doğru yol en iyi bildiğin yoldur. Teşekkürler.

  • T.T.

    8 Ocak 2020

    Öğrenciyim piyasaları öğrenmek için takibe başladım. Şimdi küçük yatırımlar yapıyorum. Harçlığımı çıkarttım. Benim için yeterli. Teşekkürler.

    Editör Yanıt: Eğitim Şart.

  • N.A.

    7 Ocak 2020

    Tek işlemde 250dolar kazandım. Mutluyum.

    Editör Yanıt: Biz de Mutlu olduk.

  • C.H.

    6 Ocak 2020

    Birlikten kuvvet doğar. Teşekkürler

    Editör Yanıt:

  • A.T.

    5 Ocak 2020

    TL olarak Vadeli Mevduatta tuttuğum birikimlerim dolar karşınsında erimeye başladı. Anladığım kadarıyla dolar tl al-sat yapıyordum. Zarar ettim. Gruptaki diğer yatırımcılar ve Parayöntemin önerileri ile yatırımımı koruyabiliyorum. Üzerine kazandığım da cabası. Herkese teşekkürler.

    Editör Yanıt:

  • S.G.

    4 Ocak 2020

    1 ay önce 300 Dolarla Parayöntem analizlerine göre işlem yapmaya başladım. Geçen hafta tek bir pozisyonla 450 dolar kazandım.

    Editör Yanıt: Başarılarınızın Devamını Dileriz.

  • D.G.

    3 Ocak 2020

    Maaşımdan biriktirdiklerim ile döviz yatırımı yaptım. Parayöntem’in sinyalleri ile al-sat yaparak birikimimi büyütüyorum.

    Editör Yanıt: Bol Kazançlar.

  • M.A.

    2 Ocak 2020

    İşim gereği piyasaları takip etme fırsatı bulamıyorum. Parayöntem grubundan aldığım özet bilgilerle önümü görerek yatırım yapıyorum.

    Editör Yanıt: Teşekkürler.

Veri Sağlayıcılar

fx-street-logo
reuters-logo
bloomberg-logo
financial-times-logo
the-wall-street-journal-logo
marketwatch-logo
cnbc-logo
investing-com-logo

Bu haftanın kazandıracak yatırım araçlarını görmek için hemen katıl.

Ücretsiz Üyelik

  • Kazandıran Sinyaller
  • Yatırım Araçları Teknik Analizleri
  • Ekonomik Takvim
  • Günlük Bülten
Ücretsiz Üye Ol

VIP Üyelik

  • Kazandıran Sinyaller
  • Yatırım Araçları Teknik Analizleri
  • Ekonomik Takvim
  • Günlük Bülten
  • Telefonla Birebir Profesyonel Destek
VIP Üyeliğe Başvur